Bilecik 1 Şubesi

Eğitim-Bir-Sen Bilecik Şubemizin 2015-2016 Eğitim-Öğretim Yılı Birinci Kanaat Dönemi Değerlendirmesi

2015-2016 Eğitim-Öğretim Yılı Birinci Kanaat Dönemi Değerlendirmesi

            2015-2016 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat dönemi, Ülkemiz genelinde 15 Milyon İlimiz de ise yaklaşık 35.000 öğrencimiz, velilerimiz için sona erdi. Her yıl yeni düzenleme ve iyileştirmelerle gerek fiziki altyapı gerekse mantalite açısından gelişmeler olmakla birlikte söz konusu eğitim olunca asla yeterli değildir. Zira eğitim bir ülkenin geleceğidir, atardamarıdır. İlimizde Sayın Bakanımız Nabi AVCI beyin özel ilgi ve destekleriyle bir çok sorun aşılmış bir çok sorun da aşılma evresindedir. Hemşehrimiz Sayın Bakanımız Nabi Avcı'ya buradan Bilecik eğitimi adına özellikle teşekkür etmek isterim. İl Milli Eğitim Müdürümüz İsmail Altınkaynak başta olmak olmak üzere cefakarca emek ve gönül veren Öğretmenlerimize, hizmetlisine kadar bütün eğitim çalışanlarını Bilecik eğitimine katkıları için kutlarım.           

            İlimiz eğitiminin en büyük sorunlarından biri olan Öğretmen ihtiyacı konusunda gerek ilk atama gerekse öğretmen nakillerinde ilimize tanınan özel önem yeterli olmamış öğretmen ihtiyacımızı özellikle bazı ilçelerimizde giderilememiştir. Ancak sendikamızın da katıldığı konuyla ilgili komisyonda bakanlığa tavsiye niteliğinde kararla bazı ilçelerimizin de Zorunlu Hizmet kapsamına alınması önerimiz olumlu karşılanmış olup, -kesinleşmemesine rağmen- aldığımız bilgilere göre Pazaryeri, Osmaneli ve Söğüt ilçelerimiz ile Vezirhan Bayırköy gibi beldelerimizin de zorunlu hizmet kapsamına alındığı, dolayısıyla öğretmen ihtiyacının karşılanması ve öğretmenlerin uzun süre Bilecik Eğitimine hizmet vermesinin sağlanması açısından müjde niteliğinde bir gelişme yaşanmıştır.

            Yaşanan gelişmelere rağmen Eğitim de  eksiksiklik ve aksaklıklarla ilgili görüş ve önerilerimiz şu şekildedir.

            Darbe hukukuna ilişkin bütün izler silinmelidir

            Eğitim, bütün bir milleti, ülkeyi ilgilendirmektedir. Bu anlamda, eğitim sisteminin temel sorunlarına çözüm aramak ve bulmak konusunda çaba harcanmalı, sonuç alıcı adımlar atılmalıdır. Çünkü temel meseleler çözülmediği takdirde, pansuman tedaviler mesabesinden öteye gitmeyen ve gitmeyecek olan önerilerin, bizi asıl amaca götürmediği anlaşılmıştır. Baştan beri Milli Eğitim müfredatının, geciktirilmemesi gereken bir mesele olarak milli ruh, kültür ve hayatımıza uygun düzenlenmesi gerektiğini söyledik, söylüyoruz. Fiziki imkânlar ve araçlar bakımından bariz iyileşmeler yaşanan eğitim sistemimiz, ruh ve felsefe olarak da milli dokumuza uygun bir mahiyete sahip olmalıdır.

            Kılık-kıyafet dayatması ve sendikal hak ihlalleri sona erdirilmelidir

            Ülkemizde yıllardır kamusal alan yalanıyla kadınlara ve kız öğrencilere yönelik uygulanan kılık ve kıyafet dayatmaları, Eğitim-Bir-Sen’in çeşitli eylem ve etkinlikleri neticesinde kamuda çalışan kadınlara yönelik ‘başı açık’ dayatmasına son verilerek, kadının kamu hizmetine katılımında önemli bir eşik aşılmıştır. Sendikamızın bu husustaki eylem kararına rağmen bazı vali ve kaymakamlarca eylem kararının hiçe sayılarak, serbest kıyafet eylemine uyan sendika üyelerinin, haklarında soruşturma boyutunu da aşan hakaretamiz uygulamalara maruz bırakılmalarını bir kez daha kınıyor; hukuk sınırları içinde sendikal hak ihlallerine gereken cevabı vereceğimizi ifade ediyoruz.

         Öğretmen atamaları, ihtiyaç kalmayacak şekilde yapılmalıdır

         Şubat ayında 30 bin öğretmen ataması yapılması beklenmektedir. Ara dönemde 30 bin öğretmen ataması azımsanacak bir rakam olmamakla birlikte, öğretmen ihtiyacı dikkate alındığında bunun yeterli olmayacağı açıktır. 

            Şûra kararları uygulanmalıdır

            2010 yılında yapılan 18. Milli Eğitim Şûrası’nda sendikamızın teklifleri doğrultusunda yeni eğitim sistemine geçiş, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi, öğretmenlere 4 yıla bir yıpranma payı verilmesi  gibi kararlar bir an evvel hayata geçirilmelidir.

            Ek ders esaslarındaki eşitsizlik giderilmeli, ders ücretleri artırılmalıdır

            Ek ders esaslarında ücret dengesizliğine ve mağduriyete neden olan hükümler, daha fazla zaman yitirilmeden değiştirilmelidir. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki adaletsizlik, okul türlerine göre yöneticilere verilen ve izahı mümkün olmayan ek ders ücreti farklılıkları sorunu ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır. Hâlâ 10 TL olan ek ders birim ücreti, iki katına çıkarılmalı, öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti yeniden gözden geçirilerek, ihtiyaçlar doğrultusunda artırılmalıdır.

            Okullara bütçe verilmesi kararı hayata getirilmelidir

            Milli Eğitim Şûrası’nda sendikamızın sunduğu tekliflerden olan ve şûra genel kurulunca da kabul edilen okullara bütçe verilmesi kararı zaman kaybetmeksizin hayata geçirilmelidir.

Okul yöneticilerinin eğitim liderliği yapmalarının önündeki en büyük engel olan okulların bütçe sorunu; öğretmeni, yöneticiyi ve veliyi karşı karşıya getirmekte, bundan en fazla zararı yine okul yönetimleri görmektedir.

            Kariyer basamakları sorunu çözülmelidir

            2004 yılında kariyer basamaklarında yapılan yasal düzenleme, hedeflenen sonucu vermemiştir. Yüz binlerce öğretmen mağdur olmuş ve bu durum hâlâ devam etmektedir. Bu sorun acilen çözüme kavuşturulmalıdır.

            ‘Karma’ dayatmasından vazgeçilmelidir

            Avrupa’da sorgulanan ve bilimsel araştırma sonuçlarıyla da yüzyılın pedagojik yanlışı olarak nitelendirilen karma eğitim mecburiyetine son verilmelidir.

            Alan değişikliği 2016 yılı takvimine alınmalıdır

            Mezuniyet programları esas alınmak suretiyle öğretmenlere 2016 yılı içinde alan değişikliği hakkı verilmelidir.

            İstihdamda güçlük çekilen yörelerde görev yapan eğitim çalışanlarına ek tazminat verilmelidir

            İstihdamda güçlük çekilen yörelerde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik teşvikler öngörülmelidir. İsteksiz, gönülsüz ve zorunlu olarak görev yapan çalışanların gönüllülük ve isteklilik katsayısının ve toplumsal hayata katkı ve katılımlarının artırılması için çalışma şartları iyileştirilmeli ve kendilerine ek tazminat ödenmelidir.

            Tatil iyi değerlendirilmelidir

            Tatil, bilme, öğrenme sürecinin kesintiye uğraması değildir. Tatil sürecinde öğrenilenler, okulda kazanılanları tamamlayıcı nitelikte olur. Tatil yapmak, zihni, tembelliğin rehavetine bırakmak şeklinde anlaşılmamalıdır. Özellikle genç dimağlar, zihnin yorulmayacağını, çalıştıkça genişleyeceğini, genişledikçe çalışacağını ve rahatlayacağını bilmelidir. Bu dinlenme aralıkları, yeni atılımların hazırlık aşamasına dönüştürülmelidir.

          Başarılı olmak için aylardır ter döken öğrenciler, 15 günlük tatil iyi değerlendirmeli, hem dinlenmeli hem de eksik oldukları alanlarla ilgili çalışmalar yapmalı, en önemlisi de fırsat buldukça bol bol kitap okumalıdır. Karnelerin öğrencilerin şahsında aynı zamanda veliye de verildiği gerçeği unutulmamalı ve karne dolayısıyla öğrencilere hiçbir şekilde baskı yapılmamalıdır. Veliler, ara dönem karnesini, kesin başarı veya başarısızlık belgesi gibi değerlendirmemelidir. Öğrencilere sevgi, şefkat ve elbette ciddi uyarılarla dengeli bir yaklaşımda bulunmalı, hatta bunu bir ilişki biçimine dönüştürmelidir. Gerçek eğitim süreci hayatın ta kendisi olduğuna göre önemli olan hayatı başarmaktır. Milli Eğitim, çocuklarımızı hayata hazırladığı ölçüde başarılıdır.

            Başta öğretmenlerimiz olmak üzere, bütün eğitim çalışanlarını emeklerinden dolayı tebrik ediyor, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının ikinci dönemine sorunsuz başlamak için, mevcut sorunların acilen çözülmesi gerektiğinin altını bir kere daha çiziyoruz. 

 

 

                                                                                                          Ahmet SELÖZ

                                                                                              Eğitim-Bir-Sen Bilecik Şb.Bşk.