Memur-Sen 9 Aralık Cuma günü Kayıboyu camiinde Cuma namazını müteakip kılınan gıyabi cenaze namazının ardından basın açıklaması yaptı.Basın açıklamasında Memur Sen Bilecik temsilcisi Ahmet Selöz;
Halep'i Açlıktan İnsanlığı Utançtan Kurtar!
Halep bizim tarihimiz.
Halep bizim parçamız.
Halep bizim yürek yangınımız.
Bugün Srebrenitsa'nın kaderini Halep yaşıyor. Halep'te insanlık ölüyor. Batı yine üç maymunu oynuyor..
Bugün insanları, insanlığın ve bütün insani değerlerin katledildiği kentlerden biri Halep! Terörü konvansiyonel silaha dönüştüren devletlerin, bütün dünyadan yalıtarak katliam yaptığı Halep’te can pazarı yaşanıyor.
Ve maalesef insanlık bu katliamı kanıksamış durumda. Dünyanın birçok ülkesinde yaşayanlar bu katliamları kendi surları arkasından “bir film izliyormuş gibi” seyrediyor.
Değerli dostlar, Halep, insanlığın topyekûn öldüğü bir yerdir artık. Kim hangi bahanenin arkasına gizlenirse gizlensin hakikat budur. Bu yüzden Halep, aynı zamanda insanlığın imtihanıdır.
Ama insanlık duyarsız, insanlık kayıtsız…
En çok da ümmetin sessizliği canımızı acıtıyor.
Surların arkasına sığınmış batılıların kahir ekseriyetinin duyarsızlığına Bosna’da, Çeçenistan’da, Afganistan’da, Irak’ta şahit olmuştuk.
Fakat ümmet kendinden uzak zannettiği olayın bizatihi ortasında olduğunu nasıl anlamaz? İçindeki yangını nasıl hissetmez?
Nasıl susma korosuna katılır? Ölen biziz. Ezilen biziz. Toza dönüştürülerek köle edilmek, yok edilmek istenen biziz.
İslam ümmeti, adım adım izlenen ve kendisini yok etmeyi hedefleyen stratejiyi neden görmez? Neden?
Yoksa bu köhne sistemin, bu çarpık düzenin kendisine dokunmayacağını mı zannediyor?
Değerli dostlar…
Her gün ölen yüzlerce insanın istatistiki bir veri olmanın ötesine geçemediği bu bozuk dünya düzeninde, herkes bilmeli ki birgün, insanlığın sığınacak yeri kalmayacak. Çünkü bu çarpık ve bozuk düzen, propaganda araçları marifetiyle, bir avuç kapitalistin, birkaç emperyalist devletin çıkarı için şiddeti meşrulaştıracak söylemler üreterek devamlılığını sağlamaktadır.
Trump’un attığı twit, basında Halep’te her gün katledilen insanlardan daha fazla yer alıyorsa bu düzeni başka nasıl açıklayabiliriz ki?
İnsani yardımın gidebilmesi için geçici ateşkesin bile Birleşmiş Milletler’de veto edildiği bir dünya daha ne söylenebilir ki?
Ölen ve açlıktan kıvranan insanları küçük bir ayrıntıya indiren analistlere, stratejistlere bakınca insan başka ne düşünebilir ki?
Bugün insanlık dramının merkezi Halep, aynı zamanda işte bu ve benzeri manzaralardan dolayı bir ahlak imtihanının da merkezidir.
Evet… Halep bir ahlak meselesidir.
Tıpkı Arakan, Filistin, Afganistan, Irak, Mısır gibi…
Evet… Halep, geç kalınmış olsa da ahlak isyanının başlangıç noktasıdır.
Değerli basın mensupları…
Yukarıda ifade ettiğim gibi zalim düzenin devamı için terör bir aparat olarak kullanılmaktadır. Biz biliyoruz ki, terör, özellikle İslam dünyasında yıkımın yaşanması için, bizzat emperyalist devletler tarafından desteklenmektedir. Suriye’ye bakın. İlk günden beri terör örgütleri etkin bir silah olarak kullanılmakta… Ve bunu hepimiz biliyoruz. Ne çare ki, sözün kar etmediği bir zamanda yaşıyoruz. Çünkü düzen öyle kurulmuş. Düzen güçlünün diline göre hükmünü icra ediyor maalesef.
Biz yine de düzenin bu yalanını yüzlerine çarpıyoruz. “Terörü üretenle, terörü temizleyeceğim diyen aynı ağız” diye haykırarak, Halep için ayağa kalktık. Biz biliyoruz ki, orada, o can pazarının yaşandığı mahşer yerinde, insanlık direniyor. İşgalci emperyalistler ne derse desin biz olaya bu şekilde bakıyoruz.
Rusya, İran ve Suriye rejiminin ortaklaşa gerçekleştirdikleri katliama karşı da uluslararası düzeyde “insanlık diplomasisi” başlattığımız buradan deklare ediyoruz. Çünkü, dünyanın her yerinde vicdanlı insanlar olduğuna biliyoruz. Biz vicdanlara seslenerek, insanlığı harekete geçirebileceğimize inanıyoruz.
Sevgili dostlar… Merhamet ihtiyacı adalet yoksunluğuna dayanır. Biz daha köklü çözümler üretilmesi gerektiğini, adil bir dünyanın vicdanları harekete geçirdiğimiz zaman mümkün olduğunu inanıyoruz. Yani tüm dünya üzerindeki Rachelleri, Malcom X’leri, Gandileri harekete geçirerek Halep’e bir vicdan köprüsü oluşturmak zorundayız. İnşallah bunu başaracağız.
Bunun ilk adımı olarak da “Halep’i açlıktan, insanlığı utançtan kurtar.” temalı kampanyamızı başlattık. Halep büyük bir hapishaneye, bir açlık kampına, bir işkence kampına dönüşmüş durumda. Bir taraftan bombalar yağıyor, bir tarafta açlık insanları vuruyor. Bir an önce insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Bizler, MEMUR-SEN, Kızılay, İHH, Cansuyu Derneği, Deniz Feneri olarak ilk aşamada Halep’e 81 tır un ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu faaliyetlerimiz süreç içinde düzenli bir şekilde devam edecek.
Sırayla eylem planımızı açıklayayım:
Savaşın acısını Suriye ve Türkiye birlikte yaşıyor. Memur-Sen olarak '5 Aşamalı Eylem Planı' başlatıyoruz.
"İlk Olarak:
9 Aralık (Cuma) saat 10.30'da Yardım Kuruluşları ile Genel Merkezimizde basın toplantısıyla yardım çağrısında bulunuyoruz
İHH, Kızılay,Cansuyu ve Deniz Feneri'ne "81 Tır Un" çeklerini teslim ediyor ve bütün teşkilatlarımız illerde yardım seferberliği başlatıyor
İkinci Olarak:
9 Aralık/Cuma Namazı çıkışı tüm illerde İl Teşkilatlarımızca 'Gıyabi Cenaze Namazı-Akabinde Basın Açıklaması' düzenleniyoruz.
Üçüncü Olarak:
10 Aralık İnsan Hakları Gününde 11.00 İstanbul'da Tünel'den G.Saray Lisesi'ne kadar yürüyüş ve basın açıklaması yapıyoruz.
Dördüncü Olarak:
Uluslararası Kuruluşlara ve İrtibatlı olduğumuz tüm emek örgütlerine 'Duyarlılığa Çağrı Mektubu' gönderiyoruz.
Beşinci Olarak:
Yardım TIR'larımızla+araçlarımızla 'Halep'e Yol Açın' konvoyuna katılıp Halep'e doğru yola çıkıyoruz.
Son söz olarak 'İnsanlığın ölmediğini herkese gösteriyoruz. Dedi.